Translate

17 Nisan 2016 Pazar

GARİPLİK ADINA

Aslında olması gereken yerdeydim ben. Tam karşında duruyordum. Ve sen bunun farkında değildin bile. Düşüncelerde yalnız kalsam da aslında tilkinin dönüp dolaşacağı bir tek yer vardı o da kürkçü dükkanıydı yani ben tilkiysem eğer, tekrar senin karşına çıkacaktım ve çıktım da. Bugün günlerden mavi. Gözlerin kadar masmavi gökyüzü altında ben, sırılsıklam içimde yağan yağmurlara inat veriyorum hayatla olan mücadelemi. 

Bir gün yine bitiyor, gökyüzünün kızıllığı altında ve ben yine kanlara bulanmış ve ben yine kendinden geçmiş bir halde, soluğu Hikmetin yerinde alıyorum. Gece geç saatlere kadar demlenirken; bardağımda kalan son rakımı da yudumluyorum,  sonumun ne olacağını bilmeden. Ve sen orada bir yerlerde beni beklerken, ben ise kendi kendimi kaderime terk ediyorum. 

Sen benim ne yaptığımı ve bana ne olduğunu bilmeden kendi ütopik düşüncelerini tek tek sıralarken ben ise seni dinliyor gibi yapıyorum. Karanlığa battıkça batıyorum. Ellerimden tut beni bırakma karanlıklarda diye sana yalvarıyorum. Sonra Küçük bir tebessüm ve boşluktayım.

Sabah uyandığımda kendimi ıssız bir adada tek başına, çaresiz bulduğumda dün gece neler oldu diye düşünüyorum. Ama hiç bir şey aklıma gelmiyor. Okyanus mavisi gözlerinde, ıssız bir adada hapsolan ben yine yine aynı kısır döngüyü yaşarken, senin vereceğin bir tas abı-ı hayatı kana kana içmenin hayalini kuruyorum. 



Ve Nihayet...

Beni benden alan, sen. Neden böyledir hallerimiz. Her seferinde melankol ruhlarımız inatçı keçiler gibi sırat köprüsünde çarpışırken; sen neden gülersin! Acaba diye düşüneyim mi? Dur bir dakika burada sen eşittir ben demek gibi kalıplaşmış bir cümle mi sarf etmem gerekiyor? Sorgulamalı mıyız hayatı, evreni ve insanları. Charles Darwin, sorgulamadı mı? Biz maymundan mı geldik? Ama bu teori çürütüldü değil mi? Konuşsana, düşünsene! Neden susuyorsun, neden? Rene Descartes gibi " Düşünüyorum o zaman varım" desene. Ya da makinalaştık mı biz. Duygularımız, düşüncelerimiz ve üretecek yere tüketmemiz bundan mı kaynaklanıyor. Nazım Hikmet'in şiiri aklıma geliyor:

trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!

beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyu
altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder