PRAG
YAPISALCILARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Çek yapısalcıları edebi metinlerde
ifade düzeyine yönelmişler, kendine
Dönüşlü lük
ilkesini benimsemişlerdir. Bu açıdan Rus biçimcileriyle benzer görüşteler.
2.Çek yapısalcıları bazı açılardan
Kant’ın estetik ile ilgili görüşlerini kabul etmişlerdir.
3.Edebiyatı tecrübenin ifade düzeyine
bir yönelimi olarak kabul etmişlerdir.
4.Edebi metnin tek anlamlılık
(monesemi) ile tanımlanmasına karşı çıkmışlardır.
5.Sanatta seyirci, okuyucu ve
dinleyici bakış açılarını önemsemişlerdir.
6.Sanatta ve edebiyatta tarihsel
bilincin belirli ölçüde aktarılabileceği fikrini benimsemişlerdir.
7.Bireysel sanat eserlerini toplumun
norm ve değer sistemlerinin aktarılmasında etkili olacağı fikrini ileri
sürmüşlerdir.
1929, 1. Uluslararası Slavistik Kongresi
düzenlendi. Söz konusu kongrede 'Theses' adında yeni bir tez yayımladı. Söz
konusu eserde edebiyata ve dile bakışta o güne kadar görüşleri değiştirecek 3
tez öne sürdüler.
1.Dilin yapısal ve işlevsel
problemleri üzerinde durdular.
2.Ferdinand De Sassure’ün senkronik ve
sistematik yaklaşımını tarihsel bir perspektifte yerleştirdiler.
3. Tezde ise iletişim dilini şiirsel
dilden ayırmaya yönelik ilk girişimleri başlattılar.
Yapısalcıların beyannamesine göre günlük
dildeki her bir kelimenin bildirişim içerikli bir anlamı vardır. Dilimizdeki
her kelime zihnimizdeki imajı, hayali, kavramı ifade eder. Günlük dildeki her
kelime zihnimizde bildirişimli anlamı vardır, mesaj içerir. Bu mesaj şairane
dilde(poetik)açık seçik ve net değildir. Belli belirsiz, müphemdir. Bu bakımdan
günlük dildeki kelimler şiirsel bir metin oluşturduğunda söz konusu kelimeler bildirimle
ilgili işlevlerini terk eder, özerk bir değer elde edilir.
Günlük dilde mesaj niteliği taşıyan bu
işaretler kavram şekilde adlandırılır. Bu işaretler edebi dil haline geldiğinde
kesin anlamını kaybeder, anlam belirsizleşir ilk iletişimsel içeriği kaybeder.
Ona bağlı olarak yeni bir içeriğe kavuşur. Bu içeriği sınırları tam olarak
belli değildir. Örneğin, Selvi kelimesini işaret olarak görürsek işaretlenene
değil, işaretleyene barkız. Selvi deyince aklımıza nesne değil sözcüğün kendisi
gelir. Edebi eserde neyin söylediğine değil, nasıl söylendiğine bakarız.
Jacokbson;
·
Şiirselliği yazar biyografisinden ayırmaya
yönelik en önemli girişimleri başlatmıştır,
·
1934 Coye Poezie (Bir Şiir Nedir) başlıklı bir
makale yayımlar,
·
Şiirselliği yazar ruhunun bir belgesi veya genel
gerçeğe dayalı bir metin olarak gören bütün girişimleri ret etmiştir,
·
Şiiriyet bir nesnenin adlandırılmasını ya da
duygu patlamasının ortaya çıktığı anda değil, kelimenin kelime olarak
hissettirildiği anda gerçekleşen bir durumdur.
Şiirsellik, şiir söyleme kelimelerin kendilerinin, düzenlerinin,
anlamlarının ağırlığının ortaya konmasıyla, dış biçimlerini oluşturulmasıyla
gerçekleşir. Bu esnada kelimelerin kendilerinin, düzenlerinin, anlamlarının
ağırlığının ortaya konmasıyla dış biçimlerinin oluşturulmasıyla gerçekleşir. Bu
esnada kelimelerin kendilerinin, düzenlerinin anlamlarının ağırlığının ortaya
konmasıyla dış biçimlerinin oluşturulmasıyla gerçekleşir. Bu esnada kelimelerin
gerçeğe yaptığı farklı göndermeler dikkate alınmaz. Şiir kelimelerin gerçeğe
yaptığı farklı gönder dikkate alınmaz. Şiir kelimelerin göstergesel bağlamında
değil bizzat kendi bağlamlarında gerçekleşir.
·
1960 Dil Bilim ve Şiirsellik(Linguistic and
Poetik) adlı makale yayımladı.
·
Dilin alt işlevi üzerinde durdu.
Jocabson’a göre dilin işlevleri şunlardır:
1.
Duygusal İşlev(Emotive Function):Bu işlev mesajı
gönderici ile bağlantısını sağlayan işlevdir.
2.
İfade İşlevi(Conative Function):Dilin alıcı ile
dinleyici ilişkisine dayanan işlevdir.
3.
Üst Dil İşlevi(Metalinguel Function):Bu dilin
koda doğru yönelen işlevidir. Kod merkezli bir durumdur. Üst dil fonksiyonu,
bir dil işaretinin yine o dil vasıtasıyla açıklanmasıdır. Dilde bir kelimenin
başka bir kelimeyle açıklanmasının bir imkânı vardır. Eğer, göndericinin
kullandığı kelime alıcı tarafından anlaşılmıyorsa; bu kodun çözümlenmesi için
gönderici iki tarafın dil bilgisinin kesişiminde bulunan terimlerden de
faydalanıyor. Bu dilin dil vasıtasıyla açıklanmasıdır. Metinlerde yani tarzıyla
başlayan bütün açıklamalarda üst dil devreye girer.
4.
Platik Function(Algılama Fonksiyonu):Kanal
merkezli bir fonksiyondur. Mesajın algılanmasını alıcı ile verici arasındaki
temasın kurulması için unsurları içine alır. Metinde sayfa düzeni, noktalama, şekil,
düzenleme, şemalar, sınıflama çizelgeleri, renk gibi algılamayı kolaylaştıran
her şey bu fonksiyondadır.
5.
Estetik Fonksiyon: Bu fonksiyon mesaj merkezlidir. Bu
mesaj dilin çeşitli imkânları kullanılarak iletilebilir. Bunlar arasında birisi
estetik amaçlı olarak seçilir. Mesaj verilmiş olur. Mesajı verenin estetik
tercihleri belirlenir. Bu fonksiyona üslup fonksiyonu denir. Bu fonksiyon dil
geçişliliğini kaybeder dikkati kendi üstüne çeker ifadenin çok anlamlılığı
ritmi, müzik kalitesi dikkatimizi eserden uzaklaştırarak bizzat ifadenin
kendisine yöneliktir. Örneğin; Baran-ı Elmas, sözü çok sayıda metafor anlamı
yapmaz. Sadece istiarede değildir. Okuyucuyu etkilemek amacıyla yeni bir
fonksiyon yüklenmiş ifadedir.
6.
Referantional Fonksiyon(Göndergesel fonksiyon):Dilin
bildirimsel bağlamını belirleyen fonksiyondur. Bildirimsel dilde kullanılır.
EDEBİYAT
BİLGİ VE TEORİLERİ–1
(Eco’nun Şiir Anlayışı)
Şairane mesaj doğrudan kendi kendine gönderme yapar. Yazar, okura sosyal
çevreye gönderme yapmaz. Şiir yazarın biyografisini vermez. Eco’ya göre bu
böyledir. Mesela Yunus Emre bun çok güzel bir örnektir.
Eco, James Joyce ‘Ulysess’ adlı kitabını da incelemiştir. Eserin
geleneksel romanın anlatım tiplerini incelediğini söyler. Eser, kavramsal
tahminlerden ziyade çok anlamlılıktır. Eserlerin köklü belirsizliğe dayandığını
söyler. Ona göre çok anlamlılık 2 türlüdür. Bunlar:
1-
Okuyucu muhayyilesinin özgürlüğü
2-
Çok anlamlılık
Eco, Hijlevsel’in donatasyon ve konatasyon ayrımını kullanarak açıklık
terimini
yeniden
tanımlamıştır. Edebi metnin denotafi (anlamı) günlük hayattaki kelimelerden
elde edilen yeni manalarla bir bilimsel sistem oluşturup kotasyon akımlara
çevrildiğini söyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder